ΨÖnlem

Öncelikle belirtmek isterizki psikoloji sadece psikologlara mahsus bir bilim değildir. Hiç bir psikoloji kitabı kırmızı reçeteyle satılmıyor. Bir çok branşta temel psikoloji dersi lisans bölümlerinde zorunlu veya seçmeli okutuluyor. Bundan dolayı çok memnunuz. Yani Vatandaşlarımız için psikoloji bilimi ulaşabilir olsun, tüm meslekler işlerini icra ederken insan faktörüne ve psikolojiye de odaklanarak insana dair çalışmalarını zirvelere taşısınlar, milletimizin psikolojik farkındalığı güçlensin, psikoloji halkımıza malolsun bunlardan gurur duyarız. Bilim bize aittir diye aşırı sahiplenmeci bir bakış açımız yoktur.

Bununla birlikte psikoloji bilmek ile psikoloji mesleğini icra etmek arasında çok önemli bir fark var. Psikolog olabilmek için psikoloji lisans mezunu olmanın bile yeterli olmadığını düşündüğümüz bir dönemde, açık öğretime psikoloji öğrencisi almak toplum ruh sağlığını riske atabilir. Günümüzde malesef psikolog olmak için 4 senelik örgün lisans programlarından mezun olan psikoloğun kendi psikolojisi, aldığı lisans eğitiminin yeterliliği, terapötik becerileri ve yetkinliği, kişilik özellikleri vb gibi bir çok temel unsurla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadan ünvan verilmektedir. Kişilik bozukluğu olan ve bunun Farkında olmadan örgün psikoloji lisans bölümünden mezun olabilmiş psikologlar da çıkabilmektedir tıpkı uyuşturucu kaçakçılığına karışan emniyet mensupları olduğu gibi, organ kaçakçılığına karışan doktor olduğu gibi, milli piyade tüfeğimizin planlarını satan fabrika müdürü olduğu gibi … Psikolog olmak için önce sağlıklı insan olmak önemlidir. İnsan olmadan psikolog olunmaz. İnsan olarak doğan herkesin insan olamadığı gibi psikolojiden mezun herkes de psikolog olamayabilir diploması olsa da. Mesela hukuk mezunları avukat hakim savcı olmak için sınav olurlar bir çok meslekte olduğu gibi. Yurtdışında bir çok yerde normal örgün lisans mezunlarının mezuniyet sonrasında bir değerlendirme sürecinden sonra başarılı bulunmaları halinde aldıkları ünvanla çalışabilir olmalarından hareketle bizler de psikolog olmak için lisans diplomasının yeterli olamayacağını, bir değerlendirme sürecinden sonra daha sağlıklı olacağını düşünürken, açık öğretimden psikolog ünvanı verilmesi bizi şaşırtmış ve endişelendirmiştir. Ruh sağlığı acil ve önemli bir konudur. Deneme yanılma yöntemi uygulanacak bir bilim dalı ve uygulama alanı değildir. Çok düşünülüp iyi istişare edilip, ortak kararlarla hareket edilecek bir branştır.

Bu psikoloji bölümü aşırı kuralcı ve gelenekçi demek de değildir. Geçmişte kulağa bile hoş gelmeyen bir çok şey bugün hızlı bir değişimle kabul edilebilir hale gelmiştir online terapi gibi. Mevlana’nın pergel metaforunda izah ettiği bir ayağı geleneğinde bir ayağı gelecekte olan bir bilim olmalıdır odağında insan olan her bilim.

O yüzden aceleyle alınmış bir karara, aceleyle karşı çıkmak yerine, çağın ihtiyaçlarını da göz önüne alacağımız kırmızı çizgilerimizi de çizeceğimiz geniş katılımlı bilimsel istişare toplandıkları yapılmadan açık öğretim psikoloji bölümü açılması kabul edilemez, acilen bu karar gözden geçirilmeli ve bu hali hemen iptal edilmelidir. İstişaresiz acil alınan kararlar ve istişaresiz itirazlar yerine tüm tarafların oturup dünü bugünü yakın geleceği iyi etüd edip değişen şartlarda neyin daha sağlıklı olacağına karar vermek için ciddi hazırlıklar yapılmalıdır. Ben yaptım oldu mantığı yanlıştır. Ruh sağlığı acil bir meseledir oyuncak değildir. Daha öncelikle meslek odası sorunumuz çözülmedir. Tüm bu olanlar odasızlıktan mesleğimizin başına gelmektedir.

Biz Ruh Sağlığı Derneği olarak açık öğretimde psikoloji bölümü açılmasına itiraz ediyoruz, Ama sadece itiraz etmiyoruz, psikologlar ve ruh sağlığı uzmanları olarak insan ve toplumun ihtiyaçları için iyi birer dinleyici olmaya söz vererek bu yola çıktık. O yüzden itirazımızla beraber bu kararın alınmasında tarihsel toplumsal gerekçelerin gerçekliğini inceleyip toplumsal talebe kulak verip yurtdışı uygulamalara bakıp daha bilimsel bir netice için ülkemiz için mesleğimiz için en hayırlı kararın verilmesini de talep ediyoruz.

Bu vesile ile, YÖK Başkanımız Sayın Yekta Saraç’ı İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak’ı, İUAÖF Dekanı Levent Şahin’i, Ankara Üniersitesi Rektörü Erkan İbiş’i, ANUZEF Dekanı’nı bizleri bir araya getirip suhuletle bu konuları müzakereye davet ediyoruz.

Kategoriler: DERNEK